Buz yazımız da Afşin ilçemizde esnaflık faliyeti yürüten bazı insanların objektif ve subjektif ahlak kurallarından dan yoksun olduğun hakkında olacaktır. yazımız bire bir yaşanmış problemlerde yol çıkarak hazırlanmıştır. Dikkat Edelim Tüm Esnaflar Değil BAZI ESNAFLAR!
Ahlak dürüstlük kuralını bilmeyen örnek esnaf türü : İş gücü veya hizmet alımında müşterinin anlamadığı kendinin iyi bildiği Elektronik cihaz olsun, Motorlu taşıtlar olsun buna benzer sektörler de hizmet veren bazı esnaflar müşteriyi nasıl çarparım nasıl daha fazla kazanırım düşüncesi ile ahlak ve hak kavramlarında uzaklaşmış şu Hadisi şerifi hiç duymamış gibi işlemler yapmaktadırlar . '' BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR'' bazı müşterilerinde esnafların bu hale getirdiği hakkında yorumlar duyuyoruz. bu konuda diğer yazımızda değineceğiz.
Bazı müşteriler kendilerini bu hale getirdi ise her gelen müşteriye aynı işlemi yapmak ahlaki dejenerasyon sebebiyet vermektedir. Kayıp eden yine bu şekilde çalışmaya devam eden esnaf oluyor.
İnsanın kalbinden Hak ve adalet kavramı silindiğinde İslama bağlılık azalması mutlak.
Güzel Ahlakı öğütleyen ve Din GÜZEL ahlaktır sözünü sahibi H.Z MUHAMMED ( S.A.V) getirdiği kurallara bile bile inat hareketler yapan bir insanını iflah olması felaha erişmesi nasıl düşünülebilir? Maddiyata dayalı felah geçici olduğunu bildiği halde bile bile aynı yanlışı yapmaya devam eden bir kişi nasıl gerçek felaha ulaşabilir?
Osmanlı devrinde esnaf teşkilatı, ahilik geleneğinin uzantısı olarak belli bir nizam içerisinde ve fevkalede sağlıklı işlemiştir. Her esnaf teşekkülünün bir kethüdası bulunur ve kethüda o meslek dalının inceliklerini, kanunlarını, yönetim biçimini iyi bilir, esnafın çalışma düzeni ve dürüstlüğünü denetlermiş. Esnaf ile kethüda arasında yiğitbaşı denilen, bilirkişi konumunda bir esnaf temsilcisi bulunur, sanatında hile yapanlar olursa yiğitbaşı tarafından tespit edilerek kethüdaya bildirilir ve gerekli ceza işlemleri başlatılırmış. Hatta ayakkabı üreten sanatkarlar dan bazıları hile yapması durumunda uyarılar alır sonunda kendi imalat hanesi önünde ,heyet tarafında yaptığı pabuç dama atılarak itibarsızlaştırılır ve bu işten ekmek yemesi zorlaşırmış. Günümüz de buna benzer bir teşkilatın olması halkın sıkıntılarının azalması konusu da yardımcı olacaktır.
Bazı arkadaşlar bun benzer kurum var diyor ama bu kurum kendi işini bırakmış farklı işlerle uğraştığından içi boşaltılmış durumda!
Ahlak dürüstlük kuralını bilmeyen örnek esnaf türü : İş gücü veya hizmet alımında müşterinin anlamadığı kendinin iyi bildiği Elektronik cihaz olsun, Motorlu taşıtlar olsun buna benzer sektörler de hizmet veren bazı esnaflar müşteriyi nasıl çarparım nasıl daha fazla kazanırım düşüncesi ile ahlak ve hak kavramlarında uzaklaşmış şu Hadisi şerifi hiç duymamış gibi işlemler yapmaktadırlar . '' BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR'' bazı müşterilerinde esnafların bu hale getirdiği hakkında yorumlar duyuyoruz. bu konuda diğer yazımızda değineceğiz.
Bazı müşteriler kendilerini bu hale getirdi ise her gelen müşteriye aynı işlemi yapmak ahlaki dejenerasyon sebebiyet vermektedir. Kayıp eden yine bu şekilde çalışmaya devam eden esnaf oluyor.
İnsanın kalbinden Hak ve adalet kavramı silindiğinde İslama bağlılık azalması mutlak.
Güzel Ahlakı öğütleyen ve Din GÜZEL ahlaktır sözünü sahibi H.Z MUHAMMED ( S.A.V) getirdiği kurallara bile bile inat hareketler yapan bir insanını iflah olması felaha erişmesi nasıl düşünülebilir? Maddiyata dayalı felah geçici olduğunu bildiği halde bile bile aynı yanlışı yapmaya devam eden bir kişi nasıl gerçek felaha ulaşabilir?
Osmanlı devrinde esnaf teşkilatı, ahilik geleneğinin uzantısı olarak belli bir nizam içerisinde ve fevkalede sağlıklı işlemiştir. Her esnaf teşekkülünün bir kethüdası bulunur ve kethüda o meslek dalının inceliklerini, kanunlarını, yönetim biçimini iyi bilir, esnafın çalışma düzeni ve dürüstlüğünü denetlermiş. Esnaf ile kethüda arasında yiğitbaşı denilen, bilirkişi konumunda bir esnaf temsilcisi bulunur, sanatında hile yapanlar olursa yiğitbaşı tarafından tespit edilerek kethüdaya bildirilir ve gerekli ceza işlemleri başlatılırmış. Hatta ayakkabı üreten sanatkarlar dan bazıları hile yapması durumunda uyarılar alır sonunda kendi imalat hanesi önünde ,heyet tarafında yaptığı pabuç dama atılarak itibarsızlaştırılır ve bu işten ekmek yemesi zorlaşırmış. Günümüz de buna benzer bir teşkilatın olması halkın sıkıntılarının azalması konusu da yardımcı olacaktır.
Bazı arkadaşlar bun benzer kurum var diyor ama bu kurum kendi işini bırakmış farklı işlerle uğraştığından içi boşaltılmış durumda!